Beste: Mes'ud Cemil / Güfte: Nazım Hikmet /
Form: Şarkı /
Makam: Nihavend /
Usûl: Semâî
Kanatları gümüş yavru bir kuş (hey hey)
Gemimizin direğine konmuş (hey hey).
Dağlara çıkma hey Karadeniz (hey hey),
Yavrudur yârim uçamaz bensiz (hey hey).
Bir yârim var bu yavru kuş gibi (hey hey),
Yârim yüreğime konmuş gibi (hey hey).
Dağlara çıkma hey Karadeniz (hey hey),
Yavrudur yârim uçamaz bensiz (hey hey).
Çok kişi bilmez bu eseri, Münir'in zor bulunan bir eseridir.
Iste buyrun, yaylı sazlar ve piyano eşliğinde tenor Münir Nurettin'i dinleyin.
(Münir, 1927 yılında sahibinin sesi plak şirketi adına Paris'e giderek iki yıl ses tekniği, şan ve piyano dersleri aldı. Özellikle Paris'te ses tekniği eğitimi görüp yurda döndükten sonra üslubunu gitgide olgunlaştırıp mükemmelleştirdi, sesini yeni bir anlayış, zevk ve teknikle, büyük bir ustalık göstererek kullanmıştır.
Bu arada tenor olması için Paris Operası'ndan bir mektup almış, üstelik bir hayli yüksek meblağ teklif edilmiş.
Oğlu Timur Selçuk babasının son günlerinde bu mektubu bulup gördüğünde "Babacım size yapılan teklifleri neden kabul etmediniz" diye sorduğunda "O zaman kim Münir Nurettin olacaktı oğlum" diye cevap vermiştir.
-Kaynak: Prof. Dr. İnci Koçak)
-------------------------------------------------
Modern Türk sinemasının ve Türk tiyatrosunun kurucusu kabul edilen Muhsin Ertuğrul, 1930'ların sonuna doğru yeni bir film çekiyordu: ''Mineli Kuş'' adında müzikli bir film.
Senaryoyu Nazım Hikmet yazmış ve film için iki de güfte, yani şarkı sözü kaleme almıştı.
''Martılar áh eder, çırparlar kanat'' ve ''Kanatları gümüş yavru bir kuş'' sözleriyle başlayan güfteleri o zamanın önde gelen bir müzisyeni besteledi: Mesud Cemil... Türk Müzik tarihinin en tanınmış isimlerinden biri olan Tanburî Cemil Bey'in oğluydu,
Mesut Cemil, Nazım'ın şiirlerine alışılmadık fakat son derece hoş melodiler giydirdi ama çekimler devam ettiği sırada, 1938'in meşhur Harbokulu olayları yaşandı. Nazım tutuklandı, Film çekimleri duracak ve Mineli Kuş'un çekilen kısmı karanlıkta kalarak tarihe gömülecektir.
Filmden geriye sadece iki şarkı kalmıştı ve Münir Nureddin bu şarkıları birkaç sene sonra taş plaklara okudu. Parçalar bir orkestranın refakatinde icra edilmişlerdi ve tek kelimeyle, nefistiler. Münir Bey icracılığının bütün maharetini kullanıyor, Mesud Cemil'in alışılmış Türk melodilerini zorlayarak ve bambaşka bir üslupta yazdığı nağmelerini sanki yepyeni bir álemde teneffüs ediyordu.
Şarkılar bir anda meşhur olup, büyük beğeni kazanırlar.ve radyolarda yayınlanır, ta ki 12 Mart Cuntası 1971 yılında iktidara el koyana kadar. Ne yazık ki Nazım Hikmet'in sözlerini yazdığı bu güzelim eserlerin TRT'de sergilenmeleri yasaklandı bu eserleri seslendirmeye yirmi küsür sene boyunca kimseler cesaret edemedi ve 1990'lı yılların ortalarına kadar ortalıkta görünmez bu parçalar. Ve hala birçok insan tarafından bilinmemektedir. Yasak ancak 1990'ların ortalarında, Murat Bardakçı'nın bu durumu Hürriyet'te yazması üzerine kaldırıldı ama her iki şarkı da artık unutulmuştu!
Nazım Hikmet, Mes'ud Cemil ve Münir Nurettin Selçuk gibi üç güçlü isimle demlenmiş bu şarkıları dinlerken sizde kendinizi deniz kokusunda bir sevdanın içinde hissedebilirsiniz.
Kaynak: Murat Bardakçı
Form: Şarkı /
Makam: Nihavend /
Usûl: Semâî
Kanatları gümüş yavru bir kuş (hey hey)
Gemimizin direğine konmuş (hey hey).
Dağlara çıkma hey Karadeniz (hey hey),
Yavrudur yârim uçamaz bensiz (hey hey).
Bir yârim var bu yavru kuş gibi (hey hey),
Yârim yüreğime konmuş gibi (hey hey).
Dağlara çıkma hey Karadeniz (hey hey),
Yavrudur yârim uçamaz bensiz (hey hey).
Çok kişi bilmez bu eseri, Münir'in zor bulunan bir eseridir.
Iste buyrun, yaylı sazlar ve piyano eşliğinde tenor Münir Nurettin'i dinleyin.
(Münir, 1927 yılında sahibinin sesi plak şirketi adına Paris'e giderek iki yıl ses tekniği, şan ve piyano dersleri aldı. Özellikle Paris'te ses tekniği eğitimi görüp yurda döndükten sonra üslubunu gitgide olgunlaştırıp mükemmelleştirdi, sesini yeni bir anlayış, zevk ve teknikle, büyük bir ustalık göstererek kullanmıştır.
Bu arada tenor olması için Paris Operası'ndan bir mektup almış, üstelik bir hayli yüksek meblağ teklif edilmiş.
Oğlu Timur Selçuk babasının son günlerinde bu mektubu bulup gördüğünde "Babacım size yapılan teklifleri neden kabul etmediniz" diye sorduğunda "O zaman kim Münir Nurettin olacaktı oğlum" diye cevap vermiştir.
-Kaynak: Prof. Dr. İnci Koçak)
-------------------------------------------------
Modern Türk sinemasının ve Türk tiyatrosunun kurucusu kabul edilen Muhsin Ertuğrul, 1930'ların sonuna doğru yeni bir film çekiyordu: ''Mineli Kuş'' adında müzikli bir film.
Senaryoyu Nazım Hikmet yazmış ve film için iki de güfte, yani şarkı sözü kaleme almıştı.
''Martılar áh eder, çırparlar kanat'' ve ''Kanatları gümüş yavru bir kuş'' sözleriyle başlayan güfteleri o zamanın önde gelen bir müzisyeni besteledi: Mesud Cemil... Türk Müzik tarihinin en tanınmış isimlerinden biri olan Tanburî Cemil Bey'in oğluydu,
Mesut Cemil, Nazım'ın şiirlerine alışılmadık fakat son derece hoş melodiler giydirdi ama çekimler devam ettiği sırada, 1938'in meşhur Harbokulu olayları yaşandı. Nazım tutuklandı, Film çekimleri duracak ve Mineli Kuş'un çekilen kısmı karanlıkta kalarak tarihe gömülecektir.
Filmden geriye sadece iki şarkı kalmıştı ve Münir Nureddin bu şarkıları birkaç sene sonra taş plaklara okudu. Parçalar bir orkestranın refakatinde icra edilmişlerdi ve tek kelimeyle, nefistiler. Münir Bey icracılığının bütün maharetini kullanıyor, Mesud Cemil'in alışılmış Türk melodilerini zorlayarak ve bambaşka bir üslupta yazdığı nağmelerini sanki yepyeni bir álemde teneffüs ediyordu.
Şarkılar bir anda meşhur olup, büyük beğeni kazanırlar.ve radyolarda yayınlanır, ta ki 12 Mart Cuntası 1971 yılında iktidara el koyana kadar. Ne yazık ki Nazım Hikmet'in sözlerini yazdığı bu güzelim eserlerin TRT'de sergilenmeleri yasaklandı bu eserleri seslendirmeye yirmi küsür sene boyunca kimseler cesaret edemedi ve 1990'lı yılların ortalarına kadar ortalıkta görünmez bu parçalar. Ve hala birçok insan tarafından bilinmemektedir. Yasak ancak 1990'ların ortalarında, Murat Bardakçı'nın bu durumu Hürriyet'te yazması üzerine kaldırıldı ama her iki şarkı da artık unutulmuştu!
Nazım Hikmet, Mes'ud Cemil ve Münir Nurettin Selçuk gibi üç güçlü isimle demlenmiş bu şarkıları dinlerken sizde kendinizi deniz kokusunda bir sevdanın içinde hissedebilirsiniz.
Kaynak: Murat Bardakçı
- Kategori
- Müzik
Yorum yazmak için Giriş yap ya da Üye ol .
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.